Blitzkrieg: Nazilerin Savaş Taktiği

2. Dünya Savaşı’nı anlatan belgesellerin olmazsa olmaz bir animasyon görüntüsü vardır: Nazilerin işgal ettiği bölgeleri haritada gösterilir. 1939 ile 1942 yılları arasında Nazilerin Avrupa’yı çok seri bir şekilde işgal ettiği görülür bu görüntüde. İki yıl gibi bir sürede kıtanın çok büyük bir bölümü ele geçirilmiştir. Dönemin şartlarına göre ortalama büyüklükte bir ülkenin çok kısa zamanda bu kadar geniş alana yayılmasının arkasında çok önemli bir neden yatıyordu: Blitzkrieg. Yıldırım savaşı olarak bilinen bu savaş taktiği Nazilerin kısa sürede çok hızlı bir şekilde yol almasını sağlamış ve onu Avrupa’nın en büyük savaş gücü haline getirmiştir.

Yıldırım savaşı taktiğini ilk ortaya atan kişi İngiliz yüzbaşı Sir Basil Llidell Hart olsa da onu geliştiren kişi Heinz Guderian oldu. Almanların en önemli isimlerinden birisi olan Guderian, Yıldırım Savaşı taktiğini en iyi uygulayan generallerden birisiydi.

Blitzkrieg, asıl vurucu gücünü hava kuvvetlerinden ve tanklardan alır. O zamana kadar piyadeler savaşın belirleyici unsuru olarak görülüyordu. Tanklar ise onların yardımcı gücüydü. Guderian ise bu konuda farklı düşündü. Ona göre hızlı bir şekilde düşman sahasına girmek ve olabilecek en kısa sürede karşı tarafın kilit noktalarına ulaşmak savaşı kazandıran en önemli faktördü. Bu nedenle tankların askerlere yardımcı kuvvet olarak değil başlı başına bir grup olması gerektiğine inanıyordu. Guderian’ın yıldırım savaşı taktiğine kazandırdığı en büyük yenilik, tıpkı tanklar gibi piyadelerin de çok hızlı bir şekilde düşman hatlarına ulaşmasını sağlaması oldu. Bunun için motorize birlikler oluşturdu. Düşman hattını çok seri bir şekilde yaran bu tankların ardından motorize birlikler bölgeye giriyor ve düşmanı içeriden bir yay gibi çeviriyordu. Bu da ordunun çok kısa bir süre içinde düşman ülkenin savunma hattını hareket edemez hale getirmesine neden oluyordu.

Bu anlatılanların daha anlaşılır olması adına yıldırım savaşı taktiğinin nasıl işlediğini aşama aşama anlatmak yerinde olacaktır:

1-Blitzkireg’in en önemli olayı düşmanda korku ve paniğe sebebiyet vermekti. Hiç beklenmeyen bir zamanda saldırmak ve düşman mevzilerini çok yoğun bir top atışına tutmak gerekiyordu. Aniden başlayan ve sonu gelmeyecek gibi görünen bu atışlar, psikolojik üstünlüğü tamamen Nazilere verdi. Çünkü birkaç istisna dışında blitzkrieg daha önce pek denenmemişti. Bu yeni taktiği anlamakta zaten zorlanan karşı taraf, çok kısa bir süre içinde buna karşı vermek zorunda kalıyordu. Bu da düzgün bir savunma ihtimalini ortadan kaldırıyordu.

2-Blitzkrieg önce hava kuvvetleri ile başlar. Yüzlerce uçak bir anda harekete geçer ve düşman hattının önemli yerlerine ve cephenin gerisinde kalan bölgelere yoğun bir saldırı gerçekleştirir. Nazileri bu konuda üstün kılan bir detay vardı: Stuka. Bu muhteşem uçak mükemmel manevra yeteneği ve hedefi vurmadaki üstün nitelikleriyle yıldırım savaşının işlemesinde çok önemli bir yere sahipti. Bu uçağı korkutucu yapan şeylerden birisi de sireniydi. Naziler harekete geçtikleri andan itibaren sirenler korkunç bir gürültü de onlara eşlik ederdi. Saldırı yapılan ülkenin askerleri de insanları da bu korkunç ses karşısında muazzam bir panik içine girerlerdi. Yüzlerce uçağın bir anda havada belirdiğini ve her birinin çok yüksek desibellerde ses çıkardığını düşünün. Bahsedilen panik daha iyi anlaşılacaktır.

Söz konusu Stuka ve onun siren sesine buradan ulaşabilirsiniz:

https://www.youtube.com/watch?v=LCB8ZVxKqyI

3-Hava kuvvetlerinin hemen ardından sahneye tanklar çıkar. Belirlenen noktalarda mevzilenmiş tanklar yoğun top atışıyla birlikte çok hızlı bir şekilde ilerlemeye başlar ve düşman hattını yarar. Burada işin can alıcı kısmı tankların çok dar alanlardan saldırıya geçmesidir. Geniş bölgelerde mevzilenen ve karşı saldırıyı buradan bekleyen düşman askerleri hiç beklemedikleri yerden vurulur. Dar alanda saldırıya geçmek, Fransa’nın işgalinde en önemli faktörlerden bir tanesiydi örneğin. Dünyanın hatırı sayılır askeri güçlerinden olan Fransa’nın üç hafta gibi bir sürede işgal edilmesinin en önemli nedenlerinden biri buydu.

4-Tankların ardından en az onlar kadar hızlı motorize birlikler bölgeye girer. Açılan yarıktan içeriye giren askerler sağa ve sola doğru genişleyen bir yay biçiminde hareket eder. Kanatlarda kalan savunma hatlarını temizlemek onların görevidir. İki kuşatma arasında kalan düşman askerleri bu baskıya daha fazla karşılık veremez.

Yıldırım savaşını işlenebilir kılan şey düşmanda yarattığı panik havası ve hızıdır. Bu hız Nazilere Avrupa’nın kapısını aralamıştır. Çok kısa sürede kıtanın pek çok bölgesi işgal edilmiştir. Kısa mesafeli alanlarda muazzam bir başarı elde eden bu taktiğin uzun ve çok geniş bölgelerde işe yarayıp yaramayacağı soru işaretidir. SSCB’nin işgali bu konuda tarihçileri ikiye bölmüştür. Kimisi bu taktiğin uzun mesafelerde sonuç vermediğini iddia etmiş kimisi de başarısızlığı farklı nedenlere bağlamıştır. Bu konudaki fikrimi başka bir yazıya saklıyorum.

Bir şeyin çok hızlı bir şekilde cereyan etmesi ona maruz kalan insanlar için ürkütücüdür. Nazi dönemini anlatan anahtar kelimeleri alt alta sıralasak ‘hız’ bunların en başında gelir. Naziler çok hızlı bir şekilde yükselmiş, çok hızlı bir biçimde ekonomiyi düzeltmiştir. Almanya’nın çehresi çok hızlı değişmiştir. Kararlar hızlı alınmış, yenilikler hızlı hayata geçirilmiştir. Buna karşılık çöküş de çok hızlı olmuştur. Böyle bir yapılanmanın benimsediği savaş taktiğinin yavaş olması beklenemezdi. Kimsenin alışmaya dahi fırsat bulamadığı şeyleri çok kısa süre içinde hayata geçirdiler. Savaşma teknikleri de bu anlayıştan nasibini aldı. Kim bilir, belki de Nazileri korkunç yapan şey buydu. Ancak ne olursa olsun bu ülke, pek çok konuda olduğu gibi savaş taktiğinde de bir ilke imza atmayı başardı.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir